Kürkçü Dükkanı

Aradan 1 ay gecti.. Weimar'daki evimden çok uzaktayım. Ordaki dünyamdan da. Şu an ofiste masamda oturuyorum. günlerdir alkol almıyorum, 1 aydır almanca konuşmuyorum ve de öğlen 1de uyanma gibi bir lüksüm yok artık...

Özlediğim tonla mekan, insan ve uğraşa karşın gerçek hayata alışmak ve kafayı yememek için pozitif olmam lazım.. işte kendimi en azından büyük şehir.. alışveriş daha kolay, ne biliim gece 10 bucukta bile alışveriş yapabiliorum hatta 12 de açık market bulma ihitimali olan bi şehirde yaşıyorum gibisinden Weimar için hayal olan avuntularla kandırıyorum...

Sevgilim de burda..

Hem belki tekrar giderim belli mi olur...

Bu tip cümlelerin melankolimi bi kat daha arttırdığını saklayamicam..

Saklayamıyorum zaten......Çok Özlediiiiiiiiim

Von meinem Land
Leider nicht in Weimar... noch nicht.

Meltem

in-between

tanrımm! zaman çok çabuk geçio.. gitmeden yapmam gereken çok şey var:(

bu aralar kendimi arada kalmış hissediyorum..

dersler bittiği için hemen hemen her gün parti ve benzeri aktivite mevcutken, bi yandan gitmeden paper'ları yazıp (çoğunu, tamam en azından birazını..:)), kafamı ve de eşyalarımı toplamaya başlamalıyım.. olmuo amaaa..

herkes gidio bir bir.. valla sarhoş diiliz bu fotoğrafta, gayet ayık :).. yani bu, gece 4 te gaza gelip nehirde yüzdüğümüz gün değil!! hehehh

Yaz Temmuz Sonuna Yetişti

Oh bee.. depresyona girmek üzereydim, yağmurdan rüzgardan mont giymekten, canım bisikletimin yağmur altında küflenmesinden bıkmıştım kiii, ankaramın boğucu sıcaklarını aratmayan hava buraya da geldi temmuzun ortasında! yukardaki foto mesela 1 hafta öncesi, kış gibi. zavallı biz..

e artık şıpıdık terliklerimi geçirip ayağıma havuzaa:)

Weimar'da son 15 günümü de son paper'larımı yazmaya, yavaştan toparlanmaya, vedalaşmalara, kana kana bira içmeye, ve de başarabilirsem bi iki şehir daha görmeye adıyorum! Geri dönüyorum!!

Kuralcılıkta Son Nokta Çüşş

abicim bunaldim ben burda :) herifler vesikalık fotoğraf olayında bile bokunu çıkarmış durumdalar kuralcılığın, öyle ki ilk geldiğimizde oturma izni alırken sırf fotoğrafta gülmüşsün diye erasmus tayfasının yarısından çoguna yeniden fotoğraf istemişlerdi :D aklıma geldi de şu fotoyu ekliyim dedim,

hangi angut bööle şapkalı ya da güneş gözlüklü foto çektirir yaa hay allaam yaa :D

Stuttgart

Gecen hafta sonu Stuttgart'da Doruk ve Gizem'in yanindaydim.. Gidiş gelişi yine muhtesem mitfahren buluşu ile gerceklestirdim ve şansıma arabalarda süper insanlara denk geldim:)

Stuttgart çok büyük olmamasına rağmen, minicik sehrimden sonra bana kocaman geldi.. Şehrin merkezinde uupuzun milyonlarca mağazayı taşıyan tipik yaya yolu, geniş açık yeşil alanları, parkları gorülmeye değer.. Ben biraz endüstri şehri olduğunu düşünüorum, yani, Berlin'den, Leipzig'den sonra Batı-Almanya şehri olduğu hissediliyo..

Bu arada eklemeden geçemiicem, gezmek ve sehri tanimak acisindan Doruk super bi rehber, ayrica da super yemek yapio, borekler acti valla:) Gizem'in yurdunundaki orman manzarali inanilmaaz kahvalti, ömrümüzü bikac sene uzatmis olduguna inandigim muhtesem Schwimmbad sefası.. ooh mineralli mineralli :D İyi ki de gitmişim:)

Vorsicht Spanner!

şu anda yurdun her katında, asansörlerin içinde bu afiş var!

biri bizi gözetliyomuş anneee!

bunun üzerine ben de yurt olarak (ki o taraftaki cephede nerdeyse 100 tane pencere var) adamı röntgenlesek diyorum... bi de kahvaltıda inanılmaz dürbünü icad edince bu fotoları kullanarak yeni bi afiş hazırlamayı, katlara asmayı planladık :)))

haziranda sonbahar

yine yaamur yine yine.. zaten tembelliğe feci alışan bünyem yağmurlu havada uykuya doyamaz oldu..

geçen haftasonu markt platz'da festival, öncesinde parkta içmece sonrasında da c-keller'da içmece fena diildi.. (c-keller; ikinci evimiz, minik barımız.. ilk geldiğimde ismine çok gülmüştüm.. ööle işim mi olur çok ayıııp :P) ama bugün, koskoca cumartesim uyku, youtube, indirdiğim albümler, msn, skype şeklinde geçti inanamıyorum. üffff

Ilm Park

Weimar'da pazar günü demek, park demek. Bi de parkta çırılçıplak koşuşturan çocuklar demek..:))Sonunda yaz demeye dilimiz de varıyo!.. o zaman biraz almanlaşmanın, plajdaymış gibi hissederek çimlere uzanmanın tam vakti!.. Zavallıları yosunlu çamurlu derede yüzüp, bikinileriyle şehrin göbeğinde güneşlenirken görünce aah ah yurdum diyo insan.. Güney sahillerinde, marmariste, ölüdeniz'de olmak vardı..













Bu arada, şirin ama malesef küçücük olan bu şehirde bunalmaya başladım.. acilen yeni gezi planları yapmam lazım, zira dün gece dışarı çıkıp barlarda bi bok olmadığını görüp tekrar eve gelince anladım ki bu minik şehirde uzun süre yaşanmazz... ama şimdi trafik-sizliğine, bu süper parka, birasına!!, bratwurst'una, dondurmasına!! laf yok:))

(ek bilgi: öörendiğime göre Thüringen, işte bizim bölge, Almanya'nın en bebekli bölgesiymiş, yani paso ürüyolar.. ben ilk haftalarda bebek,köpek ve bisiklet görmekten bunalmıştım.. şimdi acaba gece çıkıp düzgün müzik çalan bar bulamama konusu ilee bu üreme oranı arasında bi ilişki var mıdır?..hadi bakalım..:P)

Mormonlar.. üff bi bu eksikti..

Yurtta ışıl'la laflarken 2 tane amerikalı kapıyı çaldı. Bunlar üşenmeden ülke ülke gezen, deevamlı kravat gömlek giyen, ve de "mormon dinini" insanlara anlatmakla görevli tuhaf arkadaşlardanmış...

Bize simpsons karakterleriyle hazırlanmış karton resimlerle küçük bi seminer verdiler, e tabi bi de bozmak için sorluyomuş tadında olan sorulara cevap verdiler.. meraktan sordum aslında, biraz da hayrete kapıldığımdan.. üniversiteye gitmeyip hayatlarını dinlerini yaymak için adayan 19 yaşındaki tiplere mi hayret etsem, her attıkları adımda (yani 10 dakkada bi oluo..)tanrı ya hesap verdiklerine (dua etmek desek daha dooru olcak) mi şaşırsam bilemedim..

üzülsem mii

yoksa dalga mı geçsem..:P bilemedim doğrusu..

hayır, tanrı derken? he has a body like us..derken?

döverler mi bunnar beni :S

haftaya yine gelip evlenene kadar cinsel ilişkiye karşı olmaları ve erkeklerin çok eşli olması gerektiği konularına girerlersee, işte o zaman yandık..:)))

:P

Piercing!!

uuuiiiii!!! dudağımda bişey var:)).. bu sabah, uzun zamandır aklımda olanı gerçekleştirdim arkadaşlar.. e hayırlı uurlu olsun:D.. uzun uzun anlatasım var ama vaktim yok şu an.. zaten detay anlatıp hatta daha detaylı,tamm delinirken çekilen fotoğraflardan koyup mide bulandırmaya gerek yok canım..

şu an acı sızı yok zaten amca baya prof.du bu konuda;) sadece bi süre havuza gidemicem sanırım.. bi de öörendiğime göre bunun ilk bakımı-temizliği varmış ki biraz zahmetli.. e yapıcaz artık..:)

annem kızcak :S

onur da... :/

the mullet hunter

Şu "mullet hunter" lığı davasına da bi açıklık getiriyim :D

Şimdi araştırınca gerçekten bu işi kendine meslek edinmiş arkadaşlarımızın olduunu görebilioruz..ee mullet hunter lığı kolay iş değil, farkettirmiceksin, uygun açıyı tutturcaksın, yüzünü çekebilceksin.. ve de dayak yemiceksin.

Yani kolları sıvamadan önce analiz de yaptık icabında. mesleğe atılmamda bana öncülük eden André'ye teşekkürlerimi yolluorum. kendisi brezilya'lı olmakla beraber bizim futbolcu saçı die tabir ettiğimiz bu saç stilini ilk defa burda gördüğü için daha bi meraklı bu işe. birbirimizi manken olarak kullanaraktan avladığımız mullet ların hepsini malesef ekleyemiorum..Benim bilgisayarımda değiller şu an.

Devamını André'nin Brezilya da açağı "funny germans" adlı sergisinde gezip görebilirsiniz... :P

some resources:

http://www.mulletjunky.com/picfix1.htm

http://www.youtube.com/watch?v=oOT16YiZou8

Almanya'da Türk Olmak

İkinci Jakobsplan Kısır Yeme Buluşması 'nı da gerçekleştirmiş bulunuoruz..

Yer: Jakobsplan 1 99423
3. kat Mutfağı-Weimar
Saat: 9 suları:)

vee içine tuhaf soslar koyarak aynı acılığı ve tadı tutturma çalışmaları yine başarıyla sonuçlandı..:)
affiyet bol şeker olsun!

Efendiim, her hafta bir şehir projemin ilk adımında Leipzig'deydim :D.. hemen de havaya girdim ama sanırım her hafta adım atamicam :S.. bugun farkettim ki haftaya 2 tane sunumum varmış, eveet erasmus öörencisi ders çalışması gereken hafta geldi çattı. şimdiye kadar yazıp yazıp fotoğrflar koysaymışım pek güzel olucakmış ama napalım, geç oldu güç olmadı işte..

Aslında hafta sonu için, franfurt'a gitmeyi planlıyorken, bi türlü mitfahren ayarlayamayıp, cuma gecesi de "balkan party" de fazla coşup eve sabah 5 te dönünce uzun(!) yolculuk planı yalan oldu, hemen rotamı değiştirip Leipzig' e gitmeye karar verdim.. neden mi.. 1 buçuk saat uzaklıkta olması dışında bi nedeni yoktu, yani o hafta sonu Leipzig'de Almanya'nın en büyük festivallerinden birinin (Leipziger Stadtfest) olduundan haberdar diildim:)).. Şehrin toplamda 4 büyük meydanında birer hatta bazılarında ikişer sahne ve sabahtan akşama kadar müzik.. milyonlarca bira ve yemek standı, caddede kocaman bira bardaklarıyla dolaşan insanlar, sokak gösterileri vs vs..

bu arada beni bi mullet hunter lığı sardı ki bu konuya ayrıca başka bi gün giricem hehehh:D

Insan oğlu kuş misali şekerim..geçen haftaki inanılmaz yorucu ama bi o kadar da inanılmazz geçen türkiye ziyaretimin (alla allaa başbakan mıyım neyim) ardından.. dedim ki ulan taa nereye hemde 85798 aktarma yaparak ve de onca yükle gidiorum, neden her hafta sonu bir şehir projesini gündeme getirmiyim.. hele ki mitfahren olayını keşfedip deneyimledikten sonra..

1 dönemlik erasmus olan ve de arada ülkesine gidip gelen ilk şapşal ünvanını almama rağmen, iyi ki de gitmişim diorum aslında.. sevgili özlemi gidermek bi yana (o zaten başlı başına.. oof of..), istanbul gezdim bol bol, bi de doğumgünüm bahanesiyle herkesi bi araya topladım ya, çok süper olmadı mı şimdi:) çok özlemişim bee

şimdi elimi çabuk tutar da yarin için bi araba ayarlayabilirsem şööle ucuzundan, pazartesi frankfurt anılarını yazarım artık..

ilk

bu ilk yazı.. çok heyecanlıyım:)
weimar dayım..
yalnızım biraz ama..
sayfa da almanca..
e herşey almanca olucak zaten önümüzdeki 4 bucuk ay! nasıl geçicek bakalım..
görücez.. birlikte..
odamdaki mobilyaların yerlerini değiştirdim.. orası biraz daha 'benim' artık..